SİGORTALILIK SÜRESİNE İLİŞKİN HİZMET TESPİT DAVASI
- Didem Erden
- 15 Ağu 2023
- 3 dakikada okunur
Sosyal güvenlik hakkı, ülkemizde Anayasa ile güvence altına alınmış temel haklardan birisidir. 1982 Anayasası‟nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “sosyal bir hukuk devleti” olduğu belirtilmiş, yine Anayasa‟nın 60. maddesinde “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir, devlet bu güvenliği sağlayacak şekilde gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 7/1. maddesine göre, kişi çalışmaya başladığı anda sigortalılığın sağladığı haklardan faydalanmaya başlar ancak bu durum işverenin çalıştırdığı sigortalıyı Kuruma bildirme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Zira sigortalının, özellikle uzun vadeli sigorta kolları bakımından sağlanan aylıklara hak kazanabilmesi için, belirli süre sigortalı olması ve belirli gün prim ödeme koşullarını yerine getirmiş olması gerekir. İşveren yanında çalıştırdığı sigortalıların isimlerini, sigorta primlerine esas tutulan aylık kazançlarının toplamlarını ve prim ödeme gün sayılarını içeren aylık prim ve hizmet belgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. İşverenin iş sözleşmesine tabi olarak çalışan sigortalıyı henüz işe başlamadan e-sigorta yoluyla Kuruma bildirmesi gerekmektedir. İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak olan sigortalılar için bildirim süresi işe başlamadan önce değil en geç işe başlandığı gündür.
Sigortalının bildirilmesi bakımından yükümlülük işverene ait olmakla birlikte çapraz kontrolün sağlanması için sigortalıya da bildirim yükümlülüğü getirilmiştir. Buna göre 4/1-a kapsamındaki sigortalılar işe başladıkları tarih itibariyle en geç bir ay içerisinde Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde yer alan ‘Sigortalı Bildirim Belgesi’ni doldurarak ya da internet yoluyla çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak sigortalıya getirilen bu yükümlülük, sonucunda yaptırım öngörülen bir yükümlülük değildir. Nitekim bildirim yükümlülüğünün düzenlendiği bentte sigortalının kendini bildirmemesinin kendisi aleyhine bir delil olmayacağı açıkça düzenlenmiştir.
SSGSSK md. 102/1-b maddesine göre, Kanun’un 11. maddesinde belirtilen bildirgeyi, Kurumca belirlenen şekle ve usûle uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde, anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlerin niteliğine göre idarî para cezası uygulanacağı öngörülmüştür. SSGSSK md. 8/1’de belirtilen sigortalı işe giriş bildirgesinin Kanunda belirtilen süre içinde ya da SGK’ca belirlenen şekle ve usûle uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu hâlde anılan ortamda göndermeyenler hakkında her bir sigortalı için asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.
Prim belgelerinin işveren tarafından hiç verilmemesi veya eksik verilmesi gibi durumlarda, çalışanların sigorta yardımlarından yoksun kalmaları kaçınılmazdır. Belirtilen olumsuzlukların ortadan kaldırılması için, hizmetleri Kurum tarafından tespit edilemeyen sigortalıya, aylık kazanç toplamları ve prim ödeme gün sayılarının saptanması amacıyla tespit davası açma hakkı tanınmıştır Prim belgeleri verilmemiş olan sigortalıların işyerinde çalıştığının Kurum tarafından tespit edilmesi veya re’sen tescil işlemi yapılması halinde, bu sigortalıların hizmet tespit davası açması söz konusu olmayacaktır. İşverenleri tarafından kayıt dışı olarak çalıştırılan sigortalıların hizmetlerinin tespiti üç şekilde yapılmaktadır. Bunlar; fiilen tespit, kayden tespit ve yargı kararı ile tespittir.
5510 sayılı Kanun’un 86. maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre; Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde, iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır. İşbu tespit yoluna yargı kararı ile tespit denmekte olup; açılacak olan davanın ismi hizmet tespit davasıdır. Hizmet tespit davası 5510 sayılı Kanun’a göre sigortalı sayılan işlerde çalışanların Sosyal Güvenlik Kurumunca tespit edilemediğinde veya eksik bildirilmiş hizmetlerin tescil edilmediğinin sonradan öğrenildiğinde tespiti amacıyla açılan davadır. Hizmet tespit davaları, Sosyal Güvenlik Kurumuna verilip de tescillenmiş işe giriş bildirgelerindeki yanlış yazılan kimlik kayıtlarının ve sigorta sicil numaralarının tashihi, sigortalının kendisine ait olması gerekirken, başkası adına geçirilen, aktarılan veyahut bildirilmiş olan çalışma sürelerinin sahibine kazandırılması, hizmet süresinin sahih başlangıcının tespiti gibi konuları ele alır. Hizmet tespit davalarında sigortalı ile işveren arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi veya vekalet sözleşmesi değil de hizmet sözleşmesi ilişkisi olmasına dikkat edilmektedir.
Söz konusu konuda hukuki ihtilaf yaşamanız durumunda tarafımız ile iletişim kurarak hukuksal destek alabilirsiniz.
-İşbu metnin her türlü hakkı uhdemizde saklıdır.-
Comentários